Yapay Zeka ve Haksız Fiil Sorumluluğu (Dikkat ve Özen Esasına Göre İnceleme)
YAPAY ZEKA ve HAKSIZ FİİL SORUMLULUĞU (KUSURSUZ SORUMLULUK)
Yapay Zekanın neden olabileceği zararlar ve bu zararlardan doğan haksız fiil sorumluluğuna ilişkin Türk Hukuku’nda henüz özel düzenleme olmadığından, her ne kadar mevcut düzenlemeler Yapay Zekanın kendine özgü koşullarına uygulanmasına çok elverişli olmasa da, karşılaşılabilecek olaylarda kimlerin, ne suretle sorumlu tutulacağının tespiti açısından uygun düştüğü ölçüde 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun ve diğer kanunlardaki haksız fiil düzenlemelerine gidilmesini gerektirmektedir. Yapılacak değerlendirmede yapay zekanın tipi ve otonomi düzeyi de dikkate alınmalıdır.
Haksız fiil sorumluluğunda kural “kusur sorumluluğu” olmakla birlikte; kusur sorumluluğu yapay zeka söz konusu olduğunda ciddi şekilde yetersiz kalacak, yasal düzenlemelerle ve Yargıtay içtihatlarıyla öngörülen kusursuz sorumluluk halleri biraz daha başvurulabilir olacaktır.
Türk Borçlar Kanunu’nda Kusursuz Sorumluluk üç temel esas altında düzenlenmiştir. Bunlar:
1) Dikkat ve Özen esası,
2) Tehlike esası ve
3) Hakkaniyet esasıdır.
Bu makalede yapay zekanın neden olabileceği zararlardan doğan haksız fiil sorumluluğu mevcut yasal düzenlemeler kapsamında Dikkat ve Özen Esasına göre irdelenecektir.
ÖZEN SORUMLULUĞU
Olağan Sebep Sorumluluğu olarak da ifade edilen Özen Sorumluluğunda, kusursuz sorumlu tutulan kişi, kendisine düşen dikkat ve özen yükümlülüğünü yerine getirmediğinden, doğan zarardan kusuru bulunmasa da sorumlu tutulur. Tüm özen sorumluluklarının temelinde kişi, kendisinin işlemiş olduğu fiilden ötürü değil, fiili işleyenle olan ilişkisinden dolayı haksız fiil bağlamında sorumlu tutulmaktadır.
Olağan sebep sorumluluğunu da kendi içerisinde,
1) Olağan objektif özene dayalı sorumluluk: “kurtuluş kanıtı getirme imkanı olan olağan sebep sorumluluğu” ve
2) Ağırlaştırılmış objektif özene dayalı sorumluluk: “kurtuluş kanıtı getirme imkanı olmayan olağan sebep sorumluluğu” şeklinde bir ayrıma tabi tutulmuştur.
TBK m. 66’de düzenlenen Adam Çalıştıranın Sorumluluğu, m. 67 Hayvan Bulunduranın Sorumluluğu, m. 66 fıkra 3’teki Organizasyon Sorumluluğu ve Ev Başkanının Sorumluluğu (TMK m. 369) kanun koyucunun kurtuluş kanıtı getirme imkanı sunduğu olağan sebep sorumluluğu halleridir. Buna göre, kusursuz sorumlu kişi, zararın ortaya çıkmaması için gerekli dikkat ve özeni gösterdiğini veya bu dikkat ve özeni gösterseydi bile zararın kaçınılmaz olduğunu kanıtlayarak sorumluluktan kurtulabilir.
Diğer taraftan, TBK m. 69’daki Yapı Malikinin Sorumluluğu ise kurtuluş kanıtı getirilemeyen olağan sebep sorumluluğu söz konusudur. Bu yönüyle, tehlike sorumluluğuna yaklaşmaktadır.
1) OLAĞAN OBJEKTİF ÖZENE DAYALI SORUMLULUK
a) Adam Çalıştıranın Sorumluluğu Açısından Değerlendirme:
Adam çalıştıranın sorumluluğuyla bağımlılık ilişkisi içinde çalıştırılan bir çalışanın gördüğü işle fonksiyonel bağlılık içinde bulunan fiilinden ileri gelen zararların tazmini amaçlanmaktadır.
Olağan bir sebep sorumluluğu söz konusu olduğundan, seçme, talimat verme ve denetleme süreçlerinde gerekli özenin gösterildiği ortaya koyularak sorumluluktan kurtulmak mümkündür. Ayrıca, özenin gösterilmesinden bağımsız şekilde zarar doğduysa, yani nedensellik yoksa veya kesilmişse yine sorumluluk söz konusu olamaz.
TBK m. 66 kapsamında çalışanın kendi fiillerinden sorumlu tutulabilen bir gerçek kişi olması gerekmektedir. Günümüzde eşya olarak kabul edilen ve kişi niteliğine henüz sahip olmayan ‘otonomi düzeyi düşük’ yapay zekanın kullanılması sonucu, üçüncü kişilerin zarar görmesi durumunda, TBK m. 66’de düzenlenen adam çalıştıranın sorumluluğu gündeme gelmeyecektir.
Bu hükümleri açık bir boşluk bulunduğunu kabul ederek, kıyasen uygulama önerisinde bir görüş olsa da, kurtuluş kanıtı getirilerek sorumluluktan kurtulma imkanı her zaman olacaktır.
İnsan davranışını, psikolojisini etkileyen düşünce ve duyguları anlayabilen, otonom ve kendi varlığının bilincinde olan yapay zekâ örneklerinin gelecekte ortaya çıkması ve hukukta yapay zekaya özel elektronik bir kişilik tanınması halinde, TBK m. 66 hükümlerine gidilmesi mümkün olabilecektir.
b) Hayvan Bulunduranın Sorumluluğu Açısından Değerlendirme:
TBK m. 67 ve 68 kapsamında, hayvan bulunduranın sorumluluğuyla, egemenlik altındaki bir hayvanın içgüdüsel hareketinden ileri gelen zararların tazmini amaçlanmıştır.
Olağan bir sebep sorumluluğu söz konusu olduğundan hayvanın idare edilmesinde gerekli özenin gösterildiğinin ispatı, kişinin sorumluluktan kurtulunmasını sağlar. Bunun yanında gerekli özen gösterilmiş olsa bile zarar doğacak durumda ise, yani nedensellik yoksa ve kesilmişse yine sorumluluk söz konusu olmayacaktır.
Yapay zeka günümüzde hayvanlar gibi mülkiyetin konusu olarak kabul edilse de, bir görüşe göre, m. 67’de fiillerinden dolayı sorumlu tutulanın dürtüsel bir canlı olduğundan, yapay zeka için bu sorumluluk sebebine doğrudan gidilebilmesi mümkün değildir. Çünkü, hayvanların sahip oldukları dürtüler, yapay zekada yoktur ve yapay zekanın hareketleri belli bir algoritmanın sonucudur.
Diğer bir görüşe göre ise, günümüzde yapay zekanın oldukça kısıtlı ve az da olsa, mevcut olan otonomluğundan dolayı, bazı durumlarda, yapay zekayı kullananın emir ve talimatlarının aksi yönünde veya herhangi bir talimatı olmaksızın hareket etmeleri mümkün olduğunu belirtilmekte; bu gerekçeyle hayvan bulunduranın sorumluluğu hükümlerinin kıyasen yapay zekaya uygulanabileceğini savunulmaktadır.
c) Organizasyon Sorumluluğu Açısından Değerlendirme
Organizasyon sorumluluğu, gerçek veya tüzel kişi adam çalıştıranın sorumluluğu başlığı altına eklenen yeni bir fıkra ile getirilen ayrı bir sorumluluktur.
Bu da bir olağan objektif özen yükümlülüğü gerektirir ve işletmenin faaliyeti bakımından aranır; kurtuluş karinesi getirilerek sorumluluktan kurtulunması mümkündür. Bu hükümle bir işletme faaliyeti kapsamında adam çalıştıranların sorumlulukları genişletilmiştir.
TBK m. 66 f.3 kapsamında işletme faaliyetinden sorumluluğun doğabilmesi için mutlaka işletmede adam çalıştırılması gerekmektedir.
Yapay zeka özelinde ilgili hüküm irdelendiğinde, yapay zeka kullanılan veya bu teknolojiden istifade edilen bir işletme faaliyeti varsa, bu faaliyet dahilinde eğer kullanılan yapay zeka ‘yetersiz’ olduğu için çalışanın fiiline bağlı olarak bir zarar verilmişse, işleten de bir kurtuluş karinesi getiremediyse, organizasyon sorumluluğu kapsamı içinde bir değerlendirme yapılabileceği görüşü mevcuttur. Türk hukukunun aksine organizasyon sorumluluğunun özel bir hükümle düzenlenmediği İsviçre uygulamasında da bu yönde bir eğilim bulunmaktadır.
d) Ev Başkanının Sorumluluğu Açısından Değerlendirme
Türk Medeni Kanunu’nda düzenlenen ev başkanlarının sorumluluğu, ev başkanının objektif özen yükümlülüğünün ihlaline dayanan ve kurtuluş kanıtı getirebilen bir kusursuz sorumluluk halidir.
TMK m. 369 uyarınca, ev başkanının hâkimiyeti altında olan ve ev topluluğu içinde bulunan küçük, kısıtlı, akıl hastası veya akıl zayıflığı olan kişilerin ev topluluğu içindeki veya dışındaki 3. kişilere zarar vermesi halinde söz konusu olur.
Ev başkanı, hayatın olağan akışında göstermesi gereken tüm dikkat ve özenle zarar veren kişiyi gözettiğini veya göstermesi gereken tüm dikkat ve özenle zarar vereni gözetseydi de zararın meydana geleceğini ispatlarsa sorumluluktan kurtulmaktadır.
Ev topluluğu içerisinde olup, korunup gözetilmesi gerekli olan ve kanunda sınırlı sayıda belirtilen kişilerin verdiği zarara ilişkin bir hüküm olduğundan ve yapay zeka kanunda sınırlı sayıda belirtilen kişilerden olmadığından, yapay zekanın otonom olup olmamasına bile bakılmadan, haksız fiil kapsamında verdikleri zararların TMK m. 369’un koruması kapsamına alınamayacağı görüşü yaygındır.
2) AĞIRLAŞTIRILMIŞ OBJEKTİF ÖZENE DAYALI SORUMLULUK
a) Yapı Malikinin Sorumluluğu Açısından Değerlendirme
TBK m. 69 kapsamında, Yapı malikinin sorumluluğunun söz konusu olabilmesi için, üzerinde mülkiyet hakkı yahut intifa, oturma veya üst hakkı bulunan bir bina veya diğer yapı eserinin yapılış aksaklığının veya bakım eksikliğinin zarara yol açmış olması gerekmektedir.
Burada kurtuluş kanıtı getirebilme imkanı yoksa da, nedenselliğin yokluğu veya kesilmesi sorumluluğun oluşmamasına sebebiyet verecektir.
Yapay zekanın verdiği zararın TBK m. 69 kapsamında korunamayacağı görüşü yaygındır. Buna karşın, yapay zekanın yol açtığı zararlardan ötürü, yapı malikinin sorumluluğuna dayalı olarak sorumluluk kurulması sadece bünyesine yapay zeka entegre edilmiş bir yapı veya bina söz konusu olursa düşünülebilir.
Otonomi özelliği sınırlı yapay zeka bakımından, eğer binadaki yapay zekaya bağlı bir yapım aksaklığı veya bakım eksikliği olduğu tespit edilebilirse, binanın maliki sorumluluğu taşıyacaktır.
Yüksek otonomiye sahip yapay zeka ileride geliştirilebilirse, bunlar özerk biçimde hareket edebileceğinden, yapım aksaklığı veya bakım eksikliğini kanıtlamak zorlaşabilir ve bu nedenle sorumluluğun kurulması güçleşebilir. Benzer bir durum nedensellik bağı bakımından da mevcuttur.
Yapay Zeka Kaynaklı Haksız Fiil Sorumluluğuna İlişkin Hukuki Düzenleme Önerisi
Yapay Zekanın neden olabileceği zararlardan doğan haksız fiil sorumluluğuna ilişkin bazı yeni düzenlemelerin yapılması kaçınılmazdır.
Böylece, alanın gelişmesi hem desteklenecek, hem de kontrolsüz hareket edilmesinin önüne geçilebilecektir.
Bu doğrultuda aşağıdaki yöntemlerden birisiyle ilerlenebilir:
1) Özel amaçla faaliyet gösterecek çalışma grupları kurmak ve belirli bir devlet stratejisi dahilinde temel prensiplerin belirlemesi ve gelişmelerin seyrine ve zamanla otonomi düzeyinin artmasına göre yapay zekaya ileride bir tür kişilik tanınması yöntemi, veya
2) İhtiyaca göre hareket edilmesi ve reaktif bir bakış açısıyla dar çerçeveli hukuk kurallarının oluşturulması yöntemi tercih edilebilir.
ÖRNEK OLAY – AIR CANADA (Şubat 2024 Mahkeme Kararı)
Davacı müşteri, Air Canada’nın web sitesindeki chatbot’un, vefat/yas durumunda son dakika bilet rezervasyonu yapan yolculara özel indirim politikasının bulunduğu ve 90 gün içerisinde geriye dönük başvuru yapılması durumunda normal ücret ile bu özel durum ücreti arasındaki farkın yolcuya ödeneceği şeklinde yanlış bilgi verdiğini ve kendisinin de bu bilgiye güvenerek bilet aldığını iddia ederek Air Canada’dan para iadesi istemiştir.
Air Canada ise sadece indirim talebinin uçuş öncesi yapılması durumunda fark ödeme politikaları olduğu gerekçesi ile ödeme yapmamış; müşteri de bunun üzerine normal bilet ücreti ve yas durumundaki ücret arasındaki fark için tazminat talep etmiştir.
Air Canada, bu olayda iş ilişkisi bağlamında mevcut olan “dolaylı sorumluluk” kavramlarına dayanmış ve Chatbot’un bir çalışan veya temsilciye benzediğini savunmuştur. Ayrıca, Chatbot’un web sitesinin bir parçası olmasına rağmen, ayrı bir kişi olarak kabul edilmesi gerektiğini ve bu nedenle yanlışlıktan kaynaklanan bu olaydan dolayı şirketin herhangi bir sorumluluğu olmadığını ileri sürmüştür.
British Columbia Hukuk Çözüm Mahkemesi, Air Canada’nın chatbot tarafından sağlanan yanıltıcı bilgilerden sorumlu olduğuna ve bilgilerin doğruluğunu sağlamak için makul özeni göstermemesi nedeniyle söz konusu havayolu firmasının özen sorumluluğunu ihlal ettiği sonucuna varmıştır.